KIBRIS

Üstel, İsrail’in Erdoğan’a yönelik ifadelerine sert çıktı

Başbakan Ünal Üstel, İsrail Dışişleri Bakanı’nın açıklamalarını diplomasi ve uluslararası hukukla bağdaşmayan, iftira niteliğinde söylemler olarak değerlendirdi.

Başbakan Ünal Üstel, İsrail Dışişleri Bakanı’nın sosyal medya üzerinden yaptığı açıklamaların diplomatik nezaketle ve uluslararası hukuk ilkeleriyle bağdaşmadığını vurguladı. Üstel, Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ne yönelik ifadelerin açıkça iftira ve gerçeklerin çarpıtılması olduğunu belirtti.

Başbakanlıktan yapılan açıklamaya göre Üstel, İsrailli yetkililerin her fırsatta Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı hedef almalarının, onun dünya kamuoyundaki etkisini ve liderliğini ortaya koyduğunu ifade etti. Üstel, Erdoğan’ın dile getirdiği gerçeklerin rahatsız edici bulunmasının, bu sözlerin ne kadar yerinde ve güçlü olduğunu gösterdiğini kaydetti.

“Erdoğan’ın liderliğinde yürütülen bu adalet mücadelesine tam destek veriyoruz”

Üstel, İsrail yönetimi ve özellikle Netanyahu hükümetinin, savaş suçu ve insanlığa karşı suçlar işlemekle itham edildiklerini ve uluslararası mahkemelerde yargılanmalarının talep edildiğini hatırlatarak, “Bu talebin en güçlü savunucularından biri de Sayın Erdoğan’dır” dedi.

“Anavatan Türkiye'nin durduğu yer, insanlığın tarafıdır. Kıbrıs Türk halkı olarak, Sayın Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın liderliğinde yürütülen bu adalet mücadelesine tam destek verdiğimizi bir kez daha kararlılıkla vurguluyorum.” diyen Üstel, sadece Filistin halkının değil, Kıbrıs Türk halkının da her daim yanında oldukları, Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türk milleti ve Türkiye Cumhuriyeti’ne şükranlarını sundu.

“Erdoğan'ın İsrail zulmüne karşı sergilediği duruş, tüm vicdan sahibi halkların sesi olmuştur"

Başbakan Üstel açıklamasında “İsrail hükümeti Gazze’de çocukları, kadınları ve sivilleri hedef alan saldırılarıyla, çağdaş dünyanın gözleri önünde bir utanç tablosu sergilemektedir. Savaş uçaklarıyla hastaneleri, okulları vuran; temel yaşam hakkını ayaklar altına alan bir rejimin temsilcilerinin ahlak ve hukuk adına konuşmaya kalkışması tam anlamıyla ikiyüzlülüktür.

Sayın Erdoğan'ın İsrail zulmüne karşı sergilediği duruş, yalnızca Türkiye’nin değil, tüm vicdan sahibi halkların sesi olmuştur. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti olarak bizler, bu onurlu duruşun arkasında dimdik durmaya, haklının yanında olmaya devam edeceğiz.

Bizler çok iyi biliriz ki, özgürlük ancak güçlü bir irade ve dirayetle korunur. Kıbrıs Türk halkı, 1974’te Anavatan Türkiye’nin gerçekleştirdiği Mutlu Barış Harekâtı ile varlığını güvence altına almış, bugün özgürce nefes alabiliyorsa, bunu Anavatan’ın kararlı müdahalesine borçludur.

O günden bugüne Türkiye ile aramızda oluşan bağ gönülden gönüle kurulu bir kader ortaklığıdır. Bizim için Anavatan sevgisi lafla değil, tarihle, mücadeleyle, canla ve kanla yazılmış bir gerçektir” ifadelerine yer verdi.