Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, Erenköy’de yazılan destanın Kıbrıs Türk halkına direnme gücü verdiğine vurgu yaparak, “Mücahitlerimiz ve Türkiye’nin desteğiyle yazılan Erenköy destanı olmasaydı, 1974’e kadar direnmemiz mümkün olamazdı” dedi.
Şanlı Erenköy Direnişi’nin 61’inci yıl dönümü ve şehit düşenler, bugün Erenköy Şehitliği’nde düzenlenen törenle anıldı. Törende Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, Yenierenköy-Karpaz Belediye Başkanı Hamit Bakırcı ve Erenköy Mücahitler Derneği Başkanı Ahmet Yıldırım birer konuşma yaptı.
Tatar: “Erenköy tarihimize altın harflerle yazıldı”
Cumhurbaşkanı Tatar, Erenköy’de verilen mücadelenin ve kahramanlığın Kıbrıs Türk tarihinde altın harflerle yer aldığını belirterek, buranın o dönemde Türkiye ile tek bağlantı noktası olması nedeniyle Rum saldırılarının hedefi haline geldiğini söyledi.
Türk Mukavemet Teşkilatı’nın liderliğinde halkın, kadın-erkek, genç-yaşlı demeden büyük bir cesaretle varlığını koruduğunu ifade eden Tatar, bu mücadelenin adadaki direniş ruhunu güçlendirdiğini vurguladı.
“Bereketçiler ve Erenköy halkı destan yazdı”
O yıllarda Türkiye’den basit gemi, sandal ve kayıklarla silah taşıyan “bereketçilerin” çalkantılı Akdeniz sularında hayatlarını tehlikeye attığını hatırlatan Tatar, Lefke madenlerinde çalışan işçilerin ve bölge halkının fedakârlıklarını anlattı.
Rum saldırıları karşısında birlik ve beraberlik içinde mücadele eden Erenköy halkının, vatan savunması uğruna her şeyi göze aldığını kaydeden Tatar, bu direnişin Kıbrıs Türk halkının haklı davasını tüm dünyaya duyurduğunu söyledi.
Cengiz Topel ve 8 Ağustos 1964
Tatar, 8 Ağustos 1964’te Türk Hava Kuvvetleri’ne ait uçakların Erenköy’e gelerek Rum saldırılarını püskürttüğünü, bu süreçte Pilot Yüzbaşı Cengiz Topel’in uçağının düşürülerek şehit edilmesinin tarihimizin acı ama onurlu sayfalarından biri olduğunu ifade etti.
“Bu destan 1974’e kadar direnmemizi sağladı”
Erenköy Direnişi ve zaferinin yarattığı özgüven sayesinde Kıbrıs Türk halkının, 1974’e kadar çeşitli katliamlara rağmen birlik ve beraberliğini koruduğunu belirten Tatar, 15 Temmuz 1974’teki Yunan darbesinin ardından Türkiye’nin uluslararası anlaşmalardan kaynaklanan garantörlük hakkını kullanarak 20 Temmuz 1974’te gerçekleştirdiği Kıbrıs Barış Harekâtı ile halkın özgürlüğüne kavuştuğunu hatırlattı.
Ambargo, izolasyon ve kısıtlamalara rağmen Kıbrıs Türk halkının bugün de destan yazmaya devam ettiğini belirten Tatar, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin güçlü bir şekilde geleceğe yürüdüğünü söyledi.
“KKTC ilelebet yaşayacaktır”
Konuşmasının sonunda Türk Silahlı Kuvvetleri’ne ve anavatan Türkiye’ye teşekkür eden Tatar, “Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti ilelebet yaşayacaktır” dedi; tüm şehitleri rahmetle anarak hayatta olan gazilere sağlık ve esenlik diledi.
Bakırcı: “8 Ağustos, Kıbrıs Türk tarihinin mihenk taşlarından biridir”
Erenköy-Karpaz Belediye Başkanı Hamit Bakırcı, 8 Ağustos’un Kıbrıs Türk tarihinin mihenk taşlarından biri olduğunu vurgulayarak, “Nasıl ki Türkiye’de Çanakkale geçilmez dedik, Erenköy’de geçilmez dedik” diye konuştu.
O dönemde üniversite eğitimini bırakarak halkla omuz omuza direnişe katılan gençlerin, Türkiye’nin desteğiyle destansı bir mücadele ortaya koyduğunu belirten Bakırcı, Erenköy’de yaşanan çilelerin unutulmadığını söyledi.
Direnişin cumhuriyetin temellerini attığını ifade eden Bakırcı, şehitleri rahmetle anarak, şehit yakınlarına, gençlere ve bu günlerin unutulmaması için emek verenlere teşekkür etti.
Yıldırım: “Erenköy, KKTC’nin temel taşıdır”
Erenköy Mücahitler Derneği Başkanı Ahmet Yıldırım, 61 yıl önce Türkiye’nin büyük şehirlerinde öğrenim gören Kıbrıslı Türk öğrencilerin, geleceklerini bir kenara bırakarak vatan savunması için Erenköy’e geldiklerini söyledi.
Üniversite mezuniyetine kısa süre kalan birçok gencin, meslek hayallerini bir kenara bırakıp halkla omuz omuza mücadeleye katıldığını ifade eden Yıldırım, balıkçı sandallarıyla Anamur’dan başlayan zorlu yolculukları anlattı.
Fırtınalı denizleri aşarak Erenköy’e ulaştıklarını, köylülerin yardımıyla cephanenin taşındığını, ardından farklı köylere dağılarak mevzilerde görev aldıklarını belirten Yıldırım, ilk zamanlarda askeri tecrübelerinin olmadığını ancak kısa sürede savaş şartlarına uyum sağladıklarını dile getirdi.
Erenköy’de mevzilerin güçlendirilmesi, cephane sevkiyatı ve stratejik noktaların savunulması için yoğun çaba gösterildiğini söyleyen Yıldırım, Rum saldırılarının Ağustos 1964’te yoğunlaştığını; 8 Ağustos sabahı başlayan şiddetli topçu ve piyade saldırısına karşı direnişin sürdüğünü, bu süreçte tankların ve piyade birliklerinin köye girmesinin önlendiğini anlattı.
Türk Hava Kuvvetleri’nin müdahalesinin savaşın seyrini değiştirdiğini, Makarios’un Erenköy’de Türkleri yok etme planının bozulduğunu söyleyen Yıldırım, çatışmaların ardından bölgede iki yıl boyunca ağır kuşatma altında yaşam mücadelesi verildiğini, açlık ve yokluğun yaşandığını ancak teslim olunmadığını kaydetti.
Erenköy’ün Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin simgesi ve temel taşı olduğunu ifade eden Yıldırım, direnişe katılan tüm mücahitleri saygıyla anarak, Erenköy’ün tarihî öneminin gelecek nesillere aktarılmasının görevleri olduğunu belirtti.