KIBRIS

Tatar: Çalışarak geçen beş yıl, milli siyasetin yerleşmesini sağladı

Cumhurbaşkanı ve Cumhurbaşkanı Adayı Ersin Tatar, emekli milletvekilleri ile bir araya gelerek seçim vizyonunu paylaştı. Toplantıda ayrıca UBP Milletvekili ve Seçim Örgütü Başkanı Hasan Taçoy da konuşma yaptı...

Hasan Taçoy konuşmasında, Cumhurbaşkanı Tatar’ın ortaya koyduğu iki devletli çözüm vizyonunun, Türkiye Cumhuriyeti tarafından da sahiplenildiğini hatırlatarak şu ifadeleri kullandı:

“Sayın Cumhurbaşkanımız, yılların getirdiği federasyon hayallerinin boşa çıktığını, artık kendi nefsimize kavuşma döneminin geldiğini iddia ediyor. Türkiye bu projeyi sahiplendi, devlet politikası haline getirdi. Bu sadece bir partinin değil, Anavatan Türkiyemizin 85 milyonunu temsil eden TBMM’nin aldığı bir kararla taçlanıyor.”

Taçoy, bundan sonra masaya oturulduğunda federasyon için değil, egemen eşitlik temelinde iki devletli çözüm için tavır alınacağını vurguladı.

Tatar: “Çalışarak geçen beş yıl, milli siyasetin yerleşmesini sağladı”

Cumhurbaşkanı Tatar, konuşmasında beş yıllık görev sürecinde milli siyaseti yerleştirmek için çalıştıklarını belirtti ve

“Halkımıza söz verdik. Türkiye ile ilişkilerimizi daha üst noktalara taşımak için gece gündüz çalıştık. İngiltere’den Avustralya’ya kadar Kıbrıslı Türklerle buluştuk. Neredeyse her gün yurtdışındaki kardeşlerimiz arıyor, seçimlerde oy kullanmak istediklerini söylüyorlar. Bu çağ artık ikametgâhın ötesindedir. Dünyanın neresinde olursak olalım hepimiz Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ne bağlıyız.” dedi.

“Rauf Denktaş’ın Bir Talibesiyim”

Cumhurbaşkanı Tatar, milli davadaki kararlılığını anlatırken merhum Kurucu Cumhurbaşkanı Rauf Raif Denktaş’tan aldığı ilhamı şu sözlerle vurguladı:

“Ben siyasete Ulusal Birlik Partisi’nde girdim ama Denktaş’tan ilham aldım. O bana, ‘Tatar, egemenliğe sahip çıkınız, egemenlik yoksa buz üstüne yazılan yazı gibidir’ demişti. Egemenlik ve devlet meselesini onlardan öğrendim. Bu yol doğruluk yoludur, asla değiştirmedim.”

“Federasyon hayalleri tükendi, Rum tarafı asla kabul etmeyecek”

Tatar, Rum tarafının hiçbir zaman federasyonu kabul etmediğini ve Kıbrıs Türkünü eşit ortak olarak görmediğini hatırlattı ve şunları söyledi:

“1960 anlaşması uluslararası bir anlaşmaydı ama tüm haklarımız elimizden alındı. Katliamlara maruz kaldık, çadırlarda yaşamaya mahkûm edildik. Bugün de Rum tarafı federasyon adı altında günü kurtarma ve bizi oyalama siyaseti gütmektedir. Anlam Planı’nda da görüldü ki, Rum tarafı sahiplik iddiasından asla vazgeçmeyecektir.”

“İki devletli siyaset Türkiye’nin de devlet politikası”

Tatar, Türkiye Cumhuriyeti’nin de iki devletli çözüm siyasetini kararlılıkla sahiplendiğini vurgularken,

“Sayın Cumhurbaşkanı Erdoğan defalarca vurguladı; Kıbrıs Türkünün altmış yıl daha beklemeye tahammülü yoktur. Türkiye’nin Meclis kararıyla da bu siyaset resmileşmiştir. İki devletli siyaset artık bizim milli siyasetimizdir.” dedi.

“Türkiye’nin varlığı hayati önemdedir”

Bölgedeki küresel dengelerin değiştiğine de dikkat çeken Tatar, Türkiye’nin adadaki varlığının vazgeçilmez olduğunu söyledi ve ekledi:

“Artık Kıbrıs eski Kıbrıs değil, Doğu Akdeniz eski Doğu Akdeniz değil. Güney Kıbrıs, ABD ve Avrupa ülkelerinin lojistik üsleri haline geldi. Bu şartlarda Türkiye’nin garantörlüğü ve askeri varlığı, Kıbrıs Türk halkı için hayati önem arz etmektedir.”

“İki devletin işbirliği her alanda fayda sağlar”

Cumhurbaşkanı Tatar, iki devletli çözümün sadece siyasi değil, ekonomik, turistik ve enerji alanlarında da fayda sağlayacağını vurgulayarak,

“İki devletin işbirliği ile turizmden enerjiye, doğal kaynaklardan ulaşıma kadar büyük kazanımlar elde edilebilir. Türkiye üzerinden Avrupa’ya bağlanmak, Yunanistan üzerinden bağlanmaktan çok daha faydalıdır. Ancak istemiyorlar çünkü Rum tarafı bunu kabul etse Kuzey Kıbrıs Türk halkını muhatap alacak, bu da tanınmamızın önünü açacaktır” ifadelerini kullandı.

“İstikrarın devamı şart”

Tatar, seçimlerin sadece bir adaylık yarışı olmadığını, aynı zamanda milli siyasetin onaylanması anlamına geldiğini ise şu sözlerle ifade etti:

“Beş yıldır yürütülen bu milli siyasetin devamı, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin geleceği ve istikrarı için şarttır. Egemenliğimizden taviz vermeden, Türkiye’nin desteğiyle yolumuza devam edeceğiz.”