Cumhuriyet Meclisi Başkanı Ziya Öztürkler, İsrail Dışişleri Bakanı’nın Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a yönelik ifadelerini, “düşmanca, provokatif ve bölgede barış ile istikrarı tehlikeye atan” açıklamalar olarak değerlendirdi.
Meclis Başkanlığı’ndan yapılan açıklamada, Öztürkler’in, İsrail Dışişleri Bakanı’nın sosyal medya üzerinden yaptığı açıklamaları kabul edilemez bulduğu ve bu tür söylemlerin uluslararası ilişkilerde yapıcı değil, yıkıcı bir tavır sergilediğini ifade ettiği belirtildi.
İsrail Dışişleri Bakanı’nın kullandığı ifadelerin Kıbrıs adasında yaşanan tarihsel gerçekler ve süreçler ile uluslararası hukukun temel ilkelerini yok sayan bir cehalet örneği olarak niteleyen Öztürkler, Türkiye Cumhuriyeti'nin 1974 Kıbrıs Barış Harekâtını uluslararası hukuktan ve garantörlük haklarından kaynaklanan yükümlülükleri çerçevesinde gerçekleştirdiğini, meşru bir müdahale olduğunu ve bunun Kıbrıs Türk halkının varoluş mücadelesinde bir dönüm noktası olduğunu kaydetti. Öztürkler, “Anavatanımız Türkiye, bu müdahaleyi, 1960 tarihli Garanti Anlaşması’nın kendisine tanıdığı tek taraflı müdahale hakkına dayanarak ve barışçıl yolların tükenmesinin ardından hayata geçirmiştir. Bu harekât, sadece Kıbrıs Türk halkının değil, Kıbrıs adasındaki tüm halkların can güvenliğini, özgürlüğünü ve barış içinde yaşama hakkını korumaya yönelik tarihi bir adımdır.” dedi.
Kıbrıs Türk halkının 1963 yılından itibaren uğradığı saldırılar karşısında canı pahasına verdiği bir mücadele ile kendi özgür devletini kurduğunu belirten Öztürkler, şöyle devam etti:
“Sayın Erdoğan’a yönelik yapılan ve dolaylı yoldan Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ni “hukuka aykırı” göstermeye çalışan ifadeler, aslında bölgede barış ve istikrarı zedeleyen, düşmanca ve provokatif bir söylemdir. Bu tür söylemler, İsrail’in kendi politikalarını meşrulaştırma çabasıyla, başkalarının egemenlik haklarına saldırmasına asla kılıf olamaz. Kıbrıs Türk halkı, uluslararası toplumda hak ettiği yeri alma mücadelesine kararlılıkla devam edecek; Türkiye Cumhuriyeti ile dayanışma içinde, barıştan ve meşru haklarından asla vazgeçmeyecektir.”