İzlem Sönmez
Ülkemizde sosyal sorumluluk alanında önemli çalışmalara imza atan İzlem Sönmez, Alzheimer Derneği Başkanı olarak toplumun en hassas kesimlerinden olan yaşlılar ve hasta yakınları için mücadele ediyor.
Hasta bakımı, farkındalık ve sağlık hizmetlerinin geliştirilmesi için yaptığı çağrılarla adından sıkça söz ettiren Sönmez, sosyal dayanışmanın ve devlet desteğinin önemini vurguluyor.
Göz Göze geldiğimizde İzlem Sönmez’in Alzheimer hastalarına yönelik çalışmaları ve sosyal sorumluluk vizyonunu yakından tanıyacağız.
HIZLI SORULAR-TEK CEVAP
1.Ülkeniz sizin için …vazgeçilmezdir
2. Alzheimer ve Demans farkı …Alzheimer, demansın bir türüdür.
3.Örnek aldığınız kişi…aktivist Erin Brockovich
4. Vazgeçemeyeceğiz şey…evlatlarım
5. En büyük hayaliniz…barikatların olmadığı, tüm sosyal haklarımın sağlandığı adil, eşit ve barış dolu bir Kıbrıs’ta yaşamak
1- İzlem Sönmez kimdir? Hayat felsefeniz nedir?
Her şeyden önce anneyim; en çok gurur duyduğum ve en zorlayıcı rolüm bu. Bunun yanında yıllardır sivil toplumda sosyal adalet ve hak temelli çalışmalarda aktifim. Hasta, yaşlı, özel gereksinimli bireylerin hakları ve eğitim alanlarında projeler yürüttüm. Daha adil, eşitlikçi ve kapsayıcı bir toplum için çalışmaya devam ediyorum.
Hayat felsefenizi nasıl tanımlarsınız?
Benim için en önemli şey, sesi duyulmayanların sesi olmaktır. Yalnız bırakılan veya yok sayılan insanların haklarını hatırlatmak ve dayanışmayı büyütmek yolumu aydınlatıyor. Değişimin mümkün olduğuna inanıyorum; yeter ki bireysel çıkarlar yerine birlikte hareket edelim ve birbirimizi duyalım.
2-Alzheimer Derneği’ni kurma amacınız, projeler hakkında bilgi verir misiniz? Yaşanılan zorlukları Paylaşırmışsınız?
Uzun yıllardır hasta ve dezavantajlı grupların hakları için çalışıyorum. Bu süreçte demans ve Alzheimer vakalarının hızla arttığını gözlemledim ve küçük hibe desteğiyle 2018’de Kıbrıs’ın kuzeyinde 800 kişiyle bir araştırma yürüttük. Bulgular, neredeyse her evde bir hasta bulunduğunu ve devlet politikalarının hem hastalara hem de yakınlarına yeterli destek vermediğini ortaya koydu. Bunun üzerine Türkiye Alzheimer Derneği’nin Gündüz Yaşam Evi modelini inceleyerek benzer bir sistemi burada hayata geçirmek için girişimlerde bulunduk. Ancak yaşlı bakımevleri yasasının olmayışı, kalifiye bakıcı yetersizliği, yüksek maliyetler ve bakım yükünün büyük ölçüde kadınların omuzlarına bırakılması önemli yapısal sorunlar yaratıyor; üstelik bakımverenlere yönelik psikolojik destek mekanizmalarının olmaması bu yükü daha da ağırlaştırıyor.
3-Alzheimer farkındalık ayı neden önemli?
Alzheimer konusunda farkındalık büyük önem taşıyor; çünkü birçok hasta hâlâ evlere kapatılmakta, bakımevlerine kabul edilmemekte ve insan haklarını ihlal eden uygulamalara maruz kalmaktadır. Oysa Akdeniz tipi beslenme, sosyalleşme, düzenli fiziksel aktivite ve şüphe durumunda uzman hekime başvurmak, hastalık riskini azaltmada etkili olabilir.
4-Bir kadın ve bir anne olmak sosyal sorumluluk projelerinde nasıl bir etki yaratıyor?
Bir kadın ve anne olmanın sosyal sorumluluk projelerine önemli katkı sağladığına inanıyorum. Anne olunca empati ve sorumluluk bilinci artıyor, koruma içgüdüsü toplumsal sorunlara da yansıyor. Kadınların çoklu rol üstlenme deneyimi ise pratiklik ve dayanıklılık kazandırıyor. Bu nedenle kadın ve anne olmanın bakış açısı, sosyal sorumluluk çalışmalarına daha şefkatli, kapsayıcı ve kararlı bir yaklaşım getiriyor.
5-Göz Göze Geldiğinizde ülkenize son sözünüz?
Herkes haklarını bilmeli, korumalı ve elde etmek için mücadele etmelidir. Sosyal devlet yapısından uzaklaşan bu sistemde, ücretsiz sağlık ve eğitim talep etmek ve ödediğimiz vergilerin nasıl harcandığını sorgulamak en temel hakkımızdır.
BİR SONRAKİ SAYIDA KİMİNLE GÖZ GÖZE GELECEĞİZ , TAKİPTE KALIN…