KIBRIS

Erhürman: Kıbrıs Türk halkının çözüm iradesi masada olmalı

Cumhuriyetçi Türk Partisi (CTP) Genel Başkanı Tufan Erhürman, Kıbrıs Türk halkının çözüm iradesinin masada olması gerektiğinin altını çizdi.

Cumhuriyetçi Türk Partisi (CTP) Genel Başkanı Tufan Erhürman, Kıbrıs Türk halkının çözüm iradesinin masada olması gerektiğinin altını çizdi. BRT’de Aziz Karaaziz’in sorularını yanıtlayan CTP Genel Başkanı Tufan Erhürman, mülkiyet konusunda yaşanan sorunlara işaret ederek “Sorunların çözümü siyasetin devreye girmesiyle mümkün olur” ifadelerini kullandı.

“Üç yıldır bu konuda uyarılar yaptık”
İnşaat sektörü ve mülkiyet sorunuyla ilgili konuşan Erhürman, “Bu işin içeride de dışarıda da başımıza büyük işler açacağını defalarca söyledik” dedi. Güneyde açılan davalarla ilgili “Geçmişi biraz bilen biri, bu hukuki enstrümanın siyasetin bir aracı haline gelebileceğini tahmin edebilirdi” diyen Erhürman, Ersin Tatar’ın “Yürüyün de korkmayın, devlet arkanızdadır” ifadelerini anımsattı. Güneyde uygulanan yasanın, herkesi tehdit eder hale geldiğine işaret eden Erhürman, KKTC vatandaşlarının da Güneyde hukuk sisteminde tazminat davalarının bir aracı haline geldiğinin görülebileceğini kaydetti. “Ne yapılması gerekiyorsa, çok önceden yapılmalıydı” diye konuşan Tufan Erhürman, üç yıldır bu konuyla ilgili söylediklerini hatırlattı. Marifetin, olaylar olduktan sonra harekete geçmek olmadığını vurgulayan Tufan Erhürman, “Karşı davaları da gündeme getirmemiz gerektiğini anlatmıştım. Ama ben orada “Onlar bize dava açıyor, biz de onlara açalım” derdinde değildim. Güneyde mal bırakan çok sayıda Kıbrıslı Türk var. Bu mağduriyetin görünür kılınması gerekiyor. Bu dengeleme, bu işlerin siyasi çözümle hallolabileceğini gösterecek bir adımdır. Ama bunlar yapılmadı” dedi.

“Sorunu buraya getirenler, sorumluluğu yokmuş gibi davranamaz”
“Şu an itibariyle “Biz de dava açalım” dediğinizde, bu davalar uzun süren davalardır. Güneydeki mahkemelerde oyalama, erteleme davranışı var. “Kaç senede Strasburg’a taşıyabilirim?” düşüncesi var. Ne yapmamız gerektiğini açıkça konuşmamız lazım” diye konuşan Erhürman, söz konusu sorunu buraya getirenlerin sorumluluğu yokmuş gibi davranmasını da eleştirdi. Bugüne kadar yapılan en önemli girişimlerden birinin, 2005 yılında Taşınmaz Mal Komisyonu’nun (TMK) kurulması olduğuna işaret eden Tufan Erhürman, TMK’nın temel olarak meşru kabul edilmesinin sebeplerini anlattı. 2004’te Kıbrıslı Türklerin, referandumda açık farkla “Evet” dediğine işaret eden Erhürman, bütün dünyanın, Kıbrıslı Türklerin çözüm istediğini gördüğünü vurguladı. “Mülkiyet sorunu, kapsamlı çözüm müzakerelerinin altı temel başlığından biridir. Kıbrıslı Türkler, mülkiyette sorun yaşayacaklarını bildikleri hâlde “Evet” dediler” diyen Erhürman, TMK’nın içeriğine iki bölgeliliği koyduklarını ve uluslararası hukuka uygun bir şekilde TMK’nın çalışmaya başladığını dile getirdi. Hukukçu olmayan birçok kişi söz konusu sorunun, “Bu yasayı yaparsak bu sorunu çözeriz” demesini eleştiren Erhürman, fiilen bu adada yıllardır güneyde başka, kuzeyde başka bir hukuk bulunduğunu belirtti.

“Hukuk siyasetin aracı haline getirildi”
“Şu anda yaşanan hukuki durum şu: Ben kuzeyde yaşıyorum, kuzeydeki hukuka uymakla yükümlüyüm. Ancak kuzeydeki hukuka uygun davrandığım için güneydeki hukuka aykırı davranmış oluyorum. Bunu dünyaya göstermek gerekiyor: Buradaki hukuka uygun davrandığı için güneydeki hukuka aykırı konuma düşüyor” diyen Erhürman, bu anomaliyi dünyaya anlatmak gerektiğine işaret etti. Tufan Erhürman, “Gerçek anlamda bu sorunların çözümü siyasetin devreye girmesiyle mümkün olur” dedi ve Hristodulidis’in, organize bir şekilde hukuku siyasetin aracı haline getirdiğini belirtti. “Madem bunu biliyoruz, sizin de siyasetle buna yanıt vermeniz gerekir” diyen Erhürman, Kıbrıs Türk halkının çözüm iradesinin ortaya koyulması gerektiğinin altını çizdi. Bu ülkede “inşaat sektörü” dendiğinde, 60-70 sektörü besleyen bir yapıdan bahsedildiğini vurgulayan Erhürman, inşaat sektörünün olmaması gereken bir şekilde öncü sektör haline getirildiğini kaydetti. “Şu anda geldiğimiz noktada sistem tamamen türbülansa girdi. “Yürüyün, korkmayın; devlet arkanızdadır” diyen süreç, “Ben dediydim, geçmesinler güneye, tutuklanacaklar” noktasına geldi” diyen Erhürman, durumu aymazlık olarak niteledi.

“Çözüm vardır”
Erhürman, “Çözüm vardır” ifadelerini kullandı ve çözüm iradesinin masaya koyulması gerektiğine dikkat çekti. “Bunu tüm dünyaya anlatmaktır” diyen Erhürman, kimsenin “Biz bu yasayı çıkarırsak bu işi çözeriz” diyemeyeceğinin altını çizdi. Karşılarındaki zihniyetin 2005’te de TMK’yı anlamadığını ve Anayasa Mahkemesi’ne taşıyarak iptal ettirmeye çalıştığını vurgulayan Erhürman, “Şimdi ise en çok savunanlar onlar oldu” dedi. “Biz TMK’yı kurduk ama bu ülkedeki mülkiyet sorununu tamamen çözecek bir şey değil dedik. Ne yapılması gerektiğini çok iyi biliyoruz. Bu işi bilen insanlara ihtiyaç var” diyen Erhürman, “sahanın” boş bırakıldığını ve Hristodulidis’in istediği gibi davrandığını kaydetti. Bir adada inşaat sektörünün hiçbir zaman öncü sektör olmaması gerektiğini ifade eden Erhürman, “Turizmde sınır yoktur; insan sayısını kaldırabildiğin oranda turizmi kaldırırsın. Ama hiç olmaması gereken şekilde inşaat öne geçti. Burada da bir alarm vermek istiyorum: Turizm sektörüne de sekte vurmak için girişimler başladı. Bu iş sadece mülkiyetle sınırlı kalmayacak; yükseköğretimle, turizmle devam edecek dedik” diye konuştu.

“Sarayönü politikasıyla buraya kadar”
“Sarayönü politikasıyla buraya kadar gelinir” diyen Erhürman, “İki devletli çözüme ulaşacağız” derken TDT’de yaşananların da ortada olduğunun altını çizdi. “İnşaatı olması gereken yere çekmemiz, turizmi öne çıkarmamız gerekiyor. Bu aymazlık ve öngörüsüzlük devam ederse, turizmde de benzer girişimlerle sorun yaşamaya başlayacağız” diye konuşan Erhürman, meselenin sorun başlamadan önlem almak olduğunu belirtti. Tufan Erhürman, “Bizim bütün dayanak noktamız “çözüm iradesi olan taraf biziz” algısıdır. Ama şu anda tam tersine alan açılıyor ve bu bizi çok ciddi sıkıntıya sokuyor. Hâlâ bu aymazlık devam ediyor” diye konuştu. Söz konusu sorunun siyasi bir konu olduğunun altını çizen Erhürman, kapsamlı müzakerelerde altı temel başlıktan birinin de mülkiyet olduğunu vurguladı. Tufan Erhürman, “Hukuk, sadece senin bazı şeyleri görünür kılmak için kullanabileceğin bir maniveladır. Dünyaya anlatman gerekir, anlatmak için de dünyayla görüşmen gerekir” diye ekledi.