Kıbrıslı Türk ekonomist Mertkan Hamit, Ankara’ya gitmek üzere çıktığı yolculukta Türkiye’ye alınmadı. Hamit, Esenboğa Havalimanı’na iniş yaptıktan sonra ülkeye girişine izin verilmediğini açıkladı.
Sosyal medya hesabından yaşadıklarını paylaşan Hamit, geceyi Esenboğa Havalimanı’nda göç idaresine bağlı bir bekleme odasında geçirdiğini belirtti. “TDT üyesi ülkelerden vatandaşlarla ranzalı bir odada mini bir zirve yaptık, ben gözlemciydim” ifadeleriyle durumu ironik bir dille anlatan Hamit, sabah saatlerinde Ercan’a sınır dışı edildi.
Yetkililer tarafından “G82” ve daha sonra “N82” kodlarıyla giriş yasağının gerekçelendirildiğini aktardı.
Mertkan Hamit'in paylaşımı şöyle:
Dün Ankara’ya gitmek için uçağa bindim. Ilk kez yeni Ercan’dan çıkış yaptım. Yolcu terminalinde bir soğuk kahve aldım fiyatı öğrenince minik bir şok geçirdim ama siparişi halihazırda vermiştim. Evet bir bardak kahveye 500 lira verdim. Üstelik havaalanı satış noktalarında 1 Euro’nun 50 TL üzerinden hesaplandığını öğrendim. Yani aslında 10 Euro ama Ercan Cumhuriyeti sadece Euro’ya geçmemiş ; TL’ye de ekstra devalüasyon uygulamış.. Orada çalışanlara maaşları için de aynı kur geçerli mi diye sordum; keşke abi dediler. Ercan’daki kahve fiyatının muhtemelen Avrupa’daki en pahalı kahve olduğunu düşünürken, Ankara’ya ulaştım. Tabi ki beni bekleyen sürprizler bununla sınırlı değildi. Ankara’ya girişim yasaklıymış. Öğrendiğim kadarıyla G82 seklindeymiş sonrada N82 olarak değişmiş. Dün akşamüstünden bugün sabaha kadar Esenboğa havaalanında göç idaresine bağlı ranzalı “bekleme odasında” vize problemi olan Özbek ve Kırgız vatandaşı bir grupla geçirdim. Görevliler kibardı. Geriye kalanlar ise mağdur. TDT üyesi devletin yurttaşları olarak mini bir zirve gerçekleştirdik ranzalı odada; ben gözlemci üye olarak takıldım. Gözlemlediğim kadarı ile ekonomi kötü, siyaset ise yasak. O yüzden daha kolay konulara girildi; mesela ben muz ağaçlarını ve muz bahçelerini anlattım, onlar portakal ve kiraz ağaçlarından konuştu. Bugün sabah ise Ercan’a deport edildim. Uçağa binerken uçakta 184+1 kişi vardı. +1 bendim; görevli “beyfendi ‘İNAD’ mi ? nasıl yani dedi?” Henüz “INAD” ne anlama geldiğini bilmiyorum ama inat olsaydı kesin haklı olurdu. Görevli durumu sorgularken gülümsedim, “belki de Kıbrıslı olmak yeterli” dedim. Sonra da güldüm yerime geçtim. Uçağa binen son yolcu olarak uçağın gerisinde bir koltuğa oturdum; geri dönüş yolu başladı. Yeni Ercan’dan ilk ve muhtemelen son uçuşumu yaptım. Adanın ortasından dikenli tel de geçirseler, arzularını dayatmak için gereksiz cezalar da koysalar sahadaki gerçek değişmeyecek. Neticede Kıbrıs bir ada ve bu adada 2 havaalanı daha var, üstelik kahve de kat kat daha ucuz
Fotoğraf da günün anısı ranzalı “bekleme odasından”