Burak Elmas: "TFF'yi istifaya davet etmiyorum, bu bir mecburiyet"
Galatasaray Kulübü Başkanı Burak Elmas, düzenlediği basın toplantısında TFF Disiplin Kurulu cezaları ve MHK atamalarına yönelik açıklamalarda bulundu.
Burak Elmas'ın açıklamalarından öne çıkanlar:
"Her şeyden önce ben bir Galatasaraylıyım"
"Göreve geldiğimizden bari basının önüne fazla çıkmamaya özen gösterdik. Sizlerin önüne çıkmak beni mutlu etmiyor. Sizlerin önüne mümkün olduğu kadar çıkmak istemiyorum ve konuşması gereken antrenörlerin konuşmasını istiyorum. Bugünkü basın toplantısından farklı beklentiler olduğunu biliyorum. Bağırmak, çağırmak, yumruğunu masaya vurmak. Ama bu açıklamaların etkisi kısa. Böyle bir beklentiniz varsa, bugün bunu göremeyeceksiniz. Bizim amacımız popüler olmak değil, Galatasaraylı olarak doğruları yapmak. Şu unutulmasın, her şeyden önce ben bir Galatasaraylıyım."
"Türk futbolu dibi görmüş durumda"
"Bugün içinde bulunduğumuz durumda, Türk futbolu dibi görmüş durumda. Yaptığım açıklamaların hepsinin arkasındayım. Herkesin eşit şartlarda mücadele edebildiği ve bizlerin, kulüplerimizi daha iyi yöneterek birbirimizi yukarıya çektiğimiz bir sistem istiyoruz. Kendimize değil, Türk futboluna adalet istiyoruz."
"TFF'yi istifaya davet etmiyorum, bu bir mecburiyet"
"Galatasaray'ın maçını kötü yöneten bir hakeme ertesi hafta maç vermenin, 'Siz Galatasaray'a karşı hata yapsanız da bunu geçiştiririz' demek olduğunu, hakemlere böyle bir mesaj olduğunu biliyoruz. Mevcut federasyon kulüplere rağmen görevine devam etmekte kararlı. TFF'yi istifaya davet etmiyorum, bu bir mecburiyet. Hak bağırarak, çağırarak savunulmuyor. Geçtiğimiz senelerde bunu yapan birçok kulüp gördük, zaman zaman da bizim kulübümüz bunu yaptı. Aynı suçlara, farklı kişi ve kuruluşlarda verilen farklı cezalar önemlidir. Bütün kararlarda ve cezalandırmalarda herkese eşit adalet istiyoruz. Galatasaray'ın adaletli bir ortamda nasıl performans gösterdiğini bu sezon Avrupa'da gördük. Bu iş böyle giderse diğer büyük kulüpler de bizimle aynı noktaya gelecektir."
"Cezalarda tutarlılık olmasını istiyoruz"
"İrfan Can Kahveci'nin cezası, sadece buraya çıkmama neden olmadı. Aynı heyetlerin bütün sezonda verdiği kararları takip etme şansımız var. Bugünkü alışkanlık, Galatasaray, teknik heyet ve oyunculara üst sınırdan ceza verilmesi. Kişisel ilişkilerin daha iyi olduğu, orada daha fazla zaman geçiren kulüplere verilen cezaların alt sınır ve daha da altında olması gerçeği var. 'Neden onlara alt sınırdan ceza verdiniz?' demiyoruz. Ancak suçun cezası, kişi ve kuruma göre değişmez. Cezalarda tutarlılık olmasını istiyoruz."
"Planımızın önündeki tek engel futbolu yönetenler"
"Seçilirken kısa vadeli şampiyonluk sözü vermedim. İleriye dönük istikrarlı başarı hedefleyen bir kulüp sözü verdim. Galatasaray'da geleceğe tanışabilecek bir başarı modeli sözü verdim. 5 senelik plan üzerinde hareket eden Türkiye'de tek kulüp Galatasaray. Planın önündeki tek engel, futbolu yönetenlerdir. Bu engelin, bizi engellemesi için bütün girişimleri yapacağız. Diğer kulüplerle ortak fikirde birleşiyoruz. Birçok yerde sonuç almaya başladık. 5 senelik plandan vazgeçmeyeceğiz, bu engeller öyle veya böyle kalkacak. Bundan sonra gelecek TFF Başkanı'nın popüler olmamasını istiyorum. Gelen yeni başkan, kuralları eksiksiz ve eşit uygularsa, Türk futbolu ayağa kalkacaktır."
"Oyuncular, standardı olmayan kararlardan etkileniyor"
"Galatasaray, Avrupa'da Türk futboluna puan kazandıran tek takım şu anda. Salı günü Şampiyonlar Ligi'nde maç yöneten hakemlere Pazar günü Süper Lig'de maç verildi. Verilmemesi gerekir çünkü hakemlerin sakatlanma riski var. Enteresan kararlar. Türk futbolunun piyasası çok daraldı. Popülaritesi ve izlenmesi düşüyor. Bunun sebebi sadece dönemsel şartlar değil, kötü yönetilmesi. Futbolun düzgün yönetilip, marka değerinin artması lazım. Kararlar, kurallara göre değil kişilere göre veriliyor. Oyuncularımız, standardı olmayan kararlardan etkileniyor. Aynı fiilden Fatih Terim'e ne kadar ceza verilmiş, başka teknik adamlara ne kadar ceza verilmiş? Karşılaştırın. Birçok kararda eşitsizlik var. Yıllardır eşitlik olmasını istiyoruz ama bunun olmayacağını görüyoruz."