Kıbrıs Türk Gazeteciler Birliği 3 Mayıs Dünya Basın Özgürlüğü Günü münasebetiyle bir mesaj yayımladı.

Gazeteciler Birliği, “Özgür Basın İçin Mücadele, Özgür Toplum İçin Mücadeledir” vurgusu yaptı. Birliğin açıklaması şöyle:

“3 Mayıs Dünya Basın Özgürlüğü Günü, Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Örgütü (UNESCO) Genel Konferansı'nın tavsiyesi üzerine Aralık 1993'te BM Genel Kurulu tarafından ilan edilmiştir. O tarihten bu yana her yıl 3 Mayıs, dünya genelinde basın özgürlüğünün önemine dikkat çekmek amacıyla kutlanmaktadır.

Bu anlamlı günde, Kıbrıs Türk Gazeteciler Birliği olarak dünyanın dört bir yanında görevini yaparken hayatını kaybeden tüm meslektaşlarımızı saygıyla anıyoruz.

Ancak, bu gün yalnızca anmakla kalınmamalı, aynı zamanda basın özgürlüğüne yönelik tehditlerin, medya üzerindeki baskıların ve gazetecilere yönelik sistematik saldırıların daha yüksek sesle dile getirildiği bir gün olmalıdır. Çünkü özgür basın, yalnızca gazetecilerin değil, tüm toplumun ortak ihtiyacıdır.

Basın özgürlüğü, bağımsız, çoğulcu bir medya yapısıyla doğrudan ilişkilidir. Toplumun kendini ifade edebilmesi, doğru bilgiye erişebilmesi ve demokratik katılımı güçlendirebilmesi için özgür basın hayati öneme sahiptir. Ancak bugün geldiğimiz noktada, ülkemizde medyanın durumu kaygı vericidir.

Sınır Tanımayan Gazeteciler (RSF) örgütünün 2024 yılında yayımladığı Dünya Basın Özgürlüğü Endeksi'ne göre, Kuzey Kıbrıs 180 ülke arasında 91'inci sırada yer almaktadır. Bu sıralama, basın özgürlüğü anlamında ciddi bir alarm durumuna işaret etmektedir.

Yeni medya araçlarının çoğalmasıyla birlikte, dijital ortamda kimliği belirsiz, amacı şüpheli yayın organlarının artması, bilgi kirliliğine yol açmakta ve medyaya olan güveni zedelemektedir. Ne yazık ki bu durum, gazeteciliğin saygınlığını tartışmalı hale getirirken, özgür basının önünde de önemli bir engel oluşturmaktadır.

“Barış Nefesleri” konseri Limasol'da gerçekleştirildi
“Barış Nefesleri” konseri Limasol'da gerçekleştirildi
İçeriği Görüntüle

Öte yandan, iş insanlarının medya üzerindeki artan etkisi, haber çeşitliliğini azaltmakta ve eleştirel seslerin duyulmasını her geçen gün daha da zorlaştırmaktadır. Özel şirketlerin gazeteleri, televizyon kanallarını veya internet sitelerini kontrol etmesi; kamuoyunun tek yanlı ve sınırlı bilgiye mahkûm edilmesine neden olmaktadır.

Basın kuruluşlarının ekonomik bağımsızlığı, özgürhaberciliğin temel koşuludur. Ancak reklam gelirlerinin belirli grupların tekelinde toplanması veya devletin reklam harcamalarını bir baskı aracı olarak kullanması, medyanın bağımsızlığını ciddi biçimde tehdit etmektedir. Bu nedenle birçok meslektaşımız, ekonomik baskılar nedeniyle oto sansüre başvurmak zorunda kalmakta, bu da toplumun doğru bilgiye ulaşmasını engellemektedir.

Üstelik yalnızca ekonomik değil, yasal baskılar da gazetecilerin önündeki en büyük tehditlerden biridir. Günümüz iktidarlarının, basın üzerinde kontrol kurmak amacıyla hukuk sistemini kullanması yeni bir yöntem değildir. Yasaların güncellenmemesi veya mevcut yasal boşlukların kötüye kullanılması, gazetecilerin ifade özgürlüğünü sınırlamakta; kamu düzenini bozma, halkı fesada sürükleme ya da hakaret gibi gerekçelerle açılan davalar ise bağımsız gazeteciliği susturmanın etkili araçları haline gelmektedir.

Son dönemde meslektaşlarımıza yönelik karalama kampanyaları, tehditler ve fiziksel saldırılar sadece bireysel tehditler değil, genel anlamda basını sindirme girişimleridir. Bu durum, sektörde korku ikliminin yerleşmesine ve oto sansürün yaygınlaşmasına zemin hazırlamaktadır.

Ayrıca, gazetecilerin Türkiye'ye seyahat özgürlüklerinin keyfi bir şekilde kısıtlanması, basın ve ifade özgürlüğünün ne kadar tehdit altında olduğunu açıkça göstermektedir. Bu uygulamaların, ülkemizi yönetenler tarafından sessizce onaylanması ise ayrıca kaygı vericidir.

Kısıtlanmadan, tehdit edilmeden, ekonomik bağımlılık korkusu yaşamadan ve cezalandırılma endişesi olmadan gazetecilik yapılabilecek bir ortam için mücadele etmek, yalnızca basın çalışanlarının değil, özgür bir toplum isteyen herkesin sorumluluğudur.

Kıbrıs Türk Gazeteciler Birliği olarak, tüm zorluklara rağmen yılmadan ve korkmadan basın özgürlüğü için mücadelemizi sürdürmeye kararlıyız.”